Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü’nde (YEM Yayın, 11. Baskı, Mart 2010) mimari; insanların barınma, savunma, ibadet etme gibi eylemlerini sürdürebilmeleri için belli ölçü ve kurallara uygun olarak mekân ve yapı hazırlama sanatı olarak tanımlanmıştır.
Mimarlığın konumunu daha iyi belirlemek üzere bazı formüllere de başvurulmuştur. Antikçağ’dan beri süregelen tanımlama dikkate alınarak geliştirilmiş bir formül şöyledir:
Mimarlık= Sağlamlık + Kullanışlılık + Güzellik + Mimarlık = Kullanışlılık + Süreklilik (Kalıcılık) + Güzellik
Mimarlık = İşlev + (Strüktür + Konstrüksiyon) + Sanatsal Değer.
Mimarlık = (Bilim + Teknoloji) x Sanat
Görüldüğü gibi eski tarihlerden bugüne kadar sanat sınıflandırmalarının hepsinde “mimarlık” olduğu gibi mimarlığa ilişkin tanımların içinde de hep “sanat” ve “tasarım” vardır. Tasarım söz konusu olduğu için de mimarlık; resimde, heykelde, müzikte olduğu gibi salt sanattan ibaret değil. İçinde işlev var, teknoloji var, bunların sanatla yoğrulması var. Hiç kuşkusuz, estetiğin girdiği her yerde olduğu gibi mimarlıkta da sanat var.